15 Şubat 2010 Pazartesi

Tevriye

TEVRİYE
Bir nükte nedeniyle, gerçek ve mecaz anlamlı bir sözün -yakın anlamından başka- uzak anlamını kastetme sanatıdır.
1. YAPILARINA GÖRE TEVRİYELER
1. Tevriye-i Mücerrede: Tevriyeli kelime veya kelimelerle ilgili yakın ve uzak anlamlarına ait hiç birşey söylenmeden oluşturulan tevriyelerdir.
Sordum nigârı dedi ahbâb
Semt-i Vefâda doğru yoldadır (Hüsnî)
Burada, vefa (1. Sözünde duran.2 İstanbul’da bir semtin adı.), doğru yol (1. Dürüst yaşama. 2. İstanbul’da bir cadde adı.) kelimeleri tevriyelidir; ancak, bu kelimelerin uzak anlamlarını aydınlatacak herhangi bir söz söylenmemiştir.


2. Tevriye-i Müreşşeha: Tevriyeli kelimenin yakın anlamıyla ilgili bir şeyin söylenmesiyle oluşturulurlar.
Verdim gönül o gülruhun alına aldanıp
Etmezdi kimse eylediğim rengi ben bana (Hazık)
Beyitte tevriyeli olan al kelimesinin yakın anlamı olan kırmızı renk ile ilgili olarak gül-ruh kelimesi zikredilmiştir; çünkü gül-ruh: gül yanak ve ikinci mısradaki renk kelimesi ile sevgilinin kırmızıya yakın tatlı penbe renkli yanağı anlatılmaktadır.


3. Tevriye-i Mübeyyene: Tevriyeli kelimenin uzak anlamıyla ilgili bir varlığın söylenmesiyle oluşturulurlar.
Kuyunda nâle kim dil-i müştâkdan kopar
Bir nağmedir Hicâzda Uşşâkdan kopar (Nâ’ilî-i Kadîm)
Beyitteki Hicaz ve Uşşak kelimelerinin uzak anlamları, onların Türk musikisi makamları oluşlarıdır. Dolayısıyla bu anlamları ile ilgili olarak nağme kelimesi zikredilerek tevriye-i mübeyyene yapılmıştır.
4. Tevriye-i Müheyyi’e: Bir kelimenin uzak anlamının kasdedildiğinin anlaşılması, diğer bir kelimenin yardımıyla gösterilerek oluşturulurlar, adeta, bir tevriye ile başka bir tevriye yapmaktır.
Koyup kaldırmadan ikide birde
Kazan devrildi söndürdü Ocağı (İzzet Molla)
Bu beyitte de kazan ve ocak kelimelerinin uzak anlamları yeniçeri kazanı ve yeniçeri ocağıdır. Devrildi ve söndürdü kelimeleriyle de yeniçeri ocağının lağvedildiğini, özellikle kazan kelimesi yardımıyla anlıyoruz.
II. ANLAMLARINA GÖRE TEVRİYELER
1. İhâm-ı Hasen: İfadesi ahlaki değerler bakımından, edebe aykırı olmayan kelimelerle oluşturulurlar. Bu tevriye örneklerinin tümü, aynı zamanda ihâm-ı hasen örneğidir.
2. İhâm-ı Kabîh: İfadesi ahlaki değerler bakımından edebe aykırı olan kelimelerle ve ima biçiminde oluşturulurlar.
Nice kılsun namâzı sâfî kim
Âbdestin yerine yeller eser (Behiştî)
Şair, burada kullanıldığı abdestin yeri: 1. Tuvalet. 2. Abdestin bulunması gereken yer, camii, yeller eser: 1. Gaz kaçırmak. 2. Hiç birşey yoktur sözlerindeki tevriyeler görüldüğü gibi edebe aykırı olarak ima edilip ihâm-ı kabîh yapılmıştır.
İHÂM:
Gerçek ve mecazi değişik en az iki anlama gelen bir kelime veya kelime grubunun uzakça anlamını kasdetme sanatıdır.
Tecemmu eyleyüb Meydân-ı Lâhme
Tuz ekmek hâ’ini bir nice bâğı
Koyub kaldırmadan ikide birde
Kazan devrildi söndürdü Ocâğı (İzzet Mollâ)
Yeniçeriliğin kaldırılması ile ilgili söylenen bu şiirde, kelimelerin gerçek anlamları dışında kazan kelimesiyle yeniçeri kazanı; ocak kelimesiyle de yeniçeri ocağı kastedilmiştir. Bu sanata tevriye de denir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder